Çok satan kitapların diziye ya da filme uyarlanmasının bir çok örneğini biliyoruz. Hatta kitaptan uyarlanmış dizi ve filmlerin daha çok ilgi çektiğini söyleyebiliriz. Bu durumun en popüler örnekleri olarak Game of Thrones , The 100, The Vampire Diaries, Emerald City, Big Little Lies gibi dizilerdir. Tabi bu listeye kitaptan uyarlanan bir çok ünlü filmi de ekleyebiliriz..
Ülkemizde de bu durumun örnekleri mevcut… Çalıkuşu, Yaprak Dökümü, Aşk-ı Memnu, Hanımın Çiftliği, Fatih Harbiye, Kurt Seyit ve Şura gibi ünlü örnekler…
Bu yazımda, son zamanlarda yaygın olarak kullanılmaya başlanan online televizyon platformlarından PuhuTV’nin, kitaptan uyarlama, “Fi” dizisini ele alacağım.

Öncelikle, şunu baştan söyleyeyim, ben kesinlikle kitapların diziye uyarlanmasına karşı bir insan değilim. Yukarıda bahsettiğim, özellikle yabancı dizileri, heyecanla takip edenlerdenim. Karşı olduğum ve özellikle Türk dizilerinde karşılaştığım şey, kitapta verilen ana düşüncenin dizilerde işlenmemesi ve reyting kaygısıyla farklı kavramların ön plana çıkarılmasıdır. Dizi materyali olarak kullanılan kitaplar zaten çok satan kitaplar arasından seçilen, insanların içerik ve konu olarak çok beğendiği, kitlelere ulaşmayı başarmış kitaplardır. Daha çok izleyiciye ulaşma kaygısıyla, kitapta çok da önem arz etmeyen kısımları gereğinden fazla işler fakat kitabın ana mesajını, insanlara kazandırmak istediği değerleri, vermek istediği dersleri, sorgulatmak istediği kavramları üstün körü geçer veya dizi içinde işlemezseniz yapılan iş değersizleşecektir. Buna ilave olarak kitaplar da maddi ve manevi değerini yitireceklerdir. Bu böyle olduğu içindir ki, önce dizi izlensin ya da izlenmesin, kitap okunduğunda her zaman daha çok beğenilen, ve unutulmayan olarak yerini alacaktır.
Gelelim “Fi” dizisine! Dizi Azra Kohen’in Fi kitabından uyarlandı. Daha sonra ikinci kitap olan Çi’nın uyarlaması ile 2. sezonu çekildi. Aslında, deyim yerinde ise, dananın kuyruğunun koptuğu ve her karakter için aydınlanma sürecinin yaşandığı, yazarın vermek istediği mesajın yoğun olarak işlendiği serinin 3. kitabı olan Pi diziye uyarlanmadı ve dizi 2. sezonun sonunda final yaptı. Ben durumun nedeni olarak iki ayrı senaryo düşünüyordum. Birincisi, Azra Kohen’in 2 sezon boyunca dizide verilen mesajdan rahatsız olması ve 3. sezon için Pi’nin kullanılmasına onay vermemesiydi, ikinci senaryo ise, 3. kitapta asıl değerlendirme ve sistem eleştirisinin yapılması, ilk iki sezon için kullanılan, Fi ve Çi kitaplarının değersiz kısımlarının serinin son kitabında olmaması ve dizinin aslında kitapların sadece değersiz kısımlarından besleniyor olması gerçeği doğrultusunda son kitabın dizi materyali olarak kullanılmasının uygun bulunmamasıydı. Bu düşünceler kafamda dönerken Azra Kohen bir radyo programında yaptığı açıklamada dizinin tamamen farklı bir hikayeyi anlattığı, özellikle ikinci sezonda sadece kitaptaki karakterlerin kullanıldığı ve tamamen farklı bir mesaj verildiğine yönelik bir açıklama yaptı ve 3. sezon için onay vermeyeceklerini bildirdi. Buradan da anlaşıldığı üzere birinci senaryom geçerliydi ve açıkçası ben buna çok sevinmiştim.

Hikaye olarak baktığımızda ise ünlü, zengin, başarılı bir psikiyatr olan fakat bunların ötesinde kimsenin (1 kişi hariç) bilmediği narsistik kişilik bozukluğu ve manipüleci karakteri ile kitap boyunca sınırlarını hep zorlayan Can Manay’ın, genç, güzel ve başarılı bir dansçı olan Duru isimli kadına aşık olması ile hikaye başlar. Duru aynı zamanda konservatuvarda hocası olan Deniz ile birliktedir. Deniz müthiş bir yeteneğe sahip bir müzisyendir. Can Manay’ın Duru’ya aşık olması ile başlayan ve Duru’yu elde edene kadar bitmeyecek olan entrika ve Can Manay’ın çeşitli manipülasyonları kitaba belli oranda sürükleyicilik katacaktır. Deniz kuralları olan hayatını kendini gerçekleştirmeye, potansiyeline ulaşmaya adamış etrafındaki insanlara da kendi potansiyellerini gerçekleştirmeleri için yardım edecek olan ana karakterlerden biridir. Duru’nun Denizin kurallarını esnetmeye çalışması sürekli iki ana karakterin karşı karşıya gelmesine sebep olacaktır. Duru ise başarıya ulaşma ve istediğini alma konusunda kararlı, şımarık ve bencil bir kadındır (tamamen benim fikrim Kitabın sonunda yaptığım çıkarımlardan biri ). Kitabın diğer ana karakterleri, Can Manay’ın öğrencisi Bilge, gazeteci Özge Egeli, karanlık işler hayatını ele geçirmiş olan ünlü iş adamı Sadık Murat Kolhan. Bunların yanına Can Manay’ın yakın dostu ve psikiyatrı Et’iyi de ekleyebiliriz.
Dizi, temel olarak Can Manay’ın çarpık ilişkileri, manipülasyonları, Duru’ya aşık olmasıyla birlikte başlayan onu elde etme ve elde tutma uğraşları üzerine kurulmuş. Dolayısı ile dizinin 1.il karakterleri Duru ve Can dolayısı ile Deniz. Kitapta ise gözü kara bir mücadele ile sistemin tüm yanlışlarına kafa tutan Özge Egeli, varoluşsal amacı sorgulayan, potansiyelleri gerçekleştirme peşinde koşan, şekilden ziyade içeriği anlamaya yönelen ve başarılı yorumlamaları ağzından dinleyeceğiniz Deniz, Otizmli kardeşi ile yaşadığı yaşam mücadelesi, doğru bildiği şey uğruna sahip olduğu her şeyden vazgeçen Bilge ana karakterlerdir. Can Manay ve Duru bu hikayenin sadece yemidir. Okuyucu bu yemi alsın, Özgenin mücadelesine, Denizin sanatına ve felsefesine, Bilgenin motivasyonuna tanık olsun ve hem yazar hem okuyucu kazansın diye atılan bir yem. Dizide Özge karakteri yerle bir edilmiş, saçma sapan bir takıntı uğruna en yakınlarını kaybeden bir magazin spikeri olarak gösterilmiş. İzleyici gerçek Özge Egeli’yi tanıyamadı. Müthiş bir kayıp gerçekten… Yine aynı şekilde Deniz, Duru’ya olan aşkı ve onu kaybetmesiyle acınacak hallere düşen, biraz duygusal biraz intikamcı bir karakter olarak lanse edilmiş. Gerçek Denizin yanından bile geçemez. Bilge’den hiç bahsetmiyorum bile!

Sonuç olarak, çok satanlar listesinde yer alan ve büyük bir kitlenin beğenisini kazanmış bu 3’leme serisinin diziye uyarlanması bende beklenilen etkiyi bırakmadı ki ben önce fi dizisinin 3 bölümünü izledim sonra kitapları satın alıp okudum. Kitaplar bittiğinde zihnimde sadece “Ah be Azra Kohen… Yazık etmişler güzelim hikayene!” cümlesi döndü. Eğer kitapları okumadıysanız ve oyalanmak istiyorsanız Fi,Çi dizi uyarlamalarını izleyebilirsiniz. Fakat aradığınız şey kazanım ise kitaplarını okuyun! Unutmayın, dizide geçenler kitabın sadece alt kümelerinden biridir ve maalesef Türkiye’de kitaptan uyarlanan diziler “boş alt küme”den ileriye gidememişlerdir…
Sevgiler,