Kız kardeşimle yaptığımız rutin sohbetlerin birinde ‘Hangi diziyi izliyorsun?’ soruma cevaben anlattığı, bir ispanyol dizisi’ demesiyle birlikte ön yargıyla dinlemeyi bıraktığım, sonrasında her yerde duymaya başladığım Netflix’in ünlü dizisi, La Casa De Papel.
Her şey aslında dijital televizyon yayıncılık hizmeti sağlayıcımdan daha avantjlı bir hizmet sağlayıcı arama fikri ile başladı. Bu arayış neticesinde TV uygulamalarında Netflix’i keşfettim. Kendi hizmet sağlayıcımda ayrı ayrı üye olduğum tüm paketlerin bir arada olması, üstüne üstlük yine de daha ucuz olması hemen Netflix’e üye olmamı sağladı. Aylık 30TL’lik bir ücretle dizi+film+belgesel film+çocuk içeriğine sahip olacağım Netflix’e üye oldum. (Bir aylık ücretsiz kullanımım yeni doldu ve çok memnunum.) Yeni dizi ararken ilginç maskeli kapak fotoğrafı ile La Casa De Papel tam karşımdaydı ve ben bir yandan dizinin ne kadar güzel olabileceğine kafa yorarken diğer yandan da İspanyolca dizi izlemenin benim için ne getirisi olabileceğini hesaplıyordum. Dizi izlememin birincil amacı İngilizce’mi geliştirmekti sonuçta, İspanyolca dizi izleyerek boşa zaman harcamış olmak istemiyordum. İşte tam bu noktada şuan Netflix’ten vazgeçemememin başlıca nedeni olan şeyi keşfettim. Dijiturk’ün aksine Netflix’te çoğu diziyi orjinal dilinde seslendirme ve alt yazı seçeneğinin yanında İngilizce seslendirme ve alt yazı seçeneği de mevcuttu. Böylece diziyi İngilizce olarak izleyebilir alt yazı seçeneğini de İngilizce ya da Türkçe olarak seçebilirdim. İşte o anda La Casa De Papel dizisine başladım. Kısaca Netflix’in sunduğu hizmet bu diziye başlama sebebimdir.
Sıfır İspanyolca bilgi sahibi olma gerekçemle ilk olarak dizi isminin Türkçe karşılığına baktım. Kısaca Darphane (para kasası belki)…
Dizi ismi ve kapak fotoğrafı ile hemen ön yargım devreye girdi ve dizinin sıradan bir soygun dizisi olacağını düşünmeye başladım. 1. bölüm, 2. bölüm, 3. bölüm bir dakika bu sandığım gibi değil ama! Farklı! Heyecanlı! Güzel? Evet evet GÜZEEEL!
Yapacağım eleştirilerde içeriği ifşa etmekten kaçınma politikamla şunu söyleyebilirim ki farklı hikayeler arıyorsanız, sürekli merak içinde olmayı seviyorsanız, kusursuz diyebileceğiniz bir plan ve sıra dışı bir soygun hikayesi tüm aksiyonu ile birlikte üzerine çok az dram serpiştirilmiş ve tadından yenmeyecek bir şekilde sizleri bekliyor. İzlediğinize pişman olmayacağınız bir dizi. Ayrıca kişisel görüş olarak, ‘Bella ciao’ şarkısının en güzel söylendiği dizi olduğunu söyleyebilirim.
Bu kadar övgüye karşın bazı bölümlerde ‘hadi canım sende’ diyebiliyorsunuz. Ya da ‘yok artık inspector, artık anla yani’ çıkıyor zihninizin derinliklerinden, ama bu hangi dizi de olmuyor ki?
Dizinin şimdiye kadar 2 sezonu yayınlandı ve 2. sezon sonunda dizi bitti diye düşünmüştüm. Aslında öyle de görünüyordu fakat dizi kısa zamanda o kadar popüler oldu ki sanırım fikir değişikliğine gidildi. Dizi oyuncularından Alba Flores’in yaptığı instagram paylaşımından da net olarak görüldüğü üzere dizi 3. sezon ile devam edecek.
3. sezona dair beklentim karışık durumda olsa da merak etmekten kendimi alamıyorum. 2. sezon sonunda konu itibari ile bittiğini düşündüğüm dizinin 3. sezonda ne getireceğini neyi konu alacağını tahmin edemiyorum. Bu beni iki düşünceye sürüklüyor ya dahice bir plan yaptılar 3. sezon çok şaşırtacak ya da ilginin etkisiyle diziyi uzatmaya gidiyorlar ve sonuç fiyasko olabilir. 3. sezon için hangi senaryo gerçekleşirse gerçekleşsin benim için kanıksanamaz tek gerçek ilk 2 sezonun izlemeye değer olduğudur.
İyi seyirler..