Şu anda neden bulunduğunuz yerde olduğunuzu biliyor musunuz. Bu sorunun cevabı, anlık nasıl hissettiğinizi belirleyebilir.
Hayatınızda bir amacınız varsa, hem fiziksel hem de zihinsel olarak sağlıklı olma ihtimaliniz daha yüksektir, yapılan son çalışmalar bunu destekliyor. Öte yandan, bir amacı olmaksızın günleri anlamsıza geçiren insanların ruh hallerini, sosyal ilişkilerini, psikolojik sağlıklarını, düşünme ve akıl yürütme yeteneklerini ele alırsak oldukça kötü veri geri kalmış olduklarını görürüz.

Araştırmacılar, anlamın varlığının daha iyi fiziksel işlevsellik ve daha iyi zihinsel işlevsellik ile ilişkili olduğu yönünde sonuçlar alıyorlar. San Diego, California Üniversitesi’ndeki Sağlıklı Yaşlanma Merkezi’nin yaptığı araştırmalar bunların başında gelir.
Uzmanlar, pek çok kişinin hayattaki anlam ve amacı felsefi bir bakış açısıyla düşündüklerini ancak yaşamdaki anlamın daha iyi sağlık ve uzun ömürlülükle ilişkili olduğunu söylüyorlar. Yaşamlarına bir anlam ve bir amaç yükleyenlerin diğerlerine göre daha mutlu olduklarını beyan ediyorlar. Bu sonuçlara, San Diego’da yaşayan 21 yaş ve üzeri 1000’den fazla kişiden oluşan bir grup üzerine yapılan üç yıllık bir çalışmadan sonra ulaştılar.
Tüm katılımcılardan, beyinlerinin ne kadar keskin çalıştığının yanı sıra fiziksel ve zihinsel sağlıklarını değerlendiren bir anket formu doldurmaları istendi. Ayrıca, yaşamda buldukları anlamı ve anlam arayışlarını belirlemeye yönelik bir anket doldurdular. Uzmanlar yaşamdaki anlamın çok bireysel bir kavram olduğunu dile getiriyorlar. İnancınızdan veya ailenizden, işinizden, arkadaşlarınızdan veya toplumdaki rolünüzden bu anlamı bulabilir, anlayabilirsiniz.
Araştırmacılar, insanlar yaşlandıkça yaşamdaki anlam arayışlarında U dönüşü yapma eğiliminde olduklarını bulmuşlardır. Çalışma raporuna göre kariyer arayışı, eğitim ve aile hakkında verilecek kararlar, genç yetişkinlikte anlam arayışının yüksek olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar, insanların büyüdükçe ve yaşamları yerleştikçe, yaşamlarına anlam kazandıran şeyleri keşfetme olasılıklarının gittikçe daha fazla arttığını belirlediler. Ama sonra, insanlar yaşlılıklarına girdiklerinde, yaşamın anlam arayışının yine karmaşık bir sürece girdiği görülür.

İlerleyen yaşlarda yaşanan kötü tecrübelerin artması, sağlık problemleri, sorumlulukların artması gibi olaylar insan piskolojisinin çökmesi için elinden geleni yaparlar. Ancak yaşamlarına bir anlam yüklemiş ve bir amaç edinmiş olan insanlar bütün bu kötü olaylara karşı koyarak mutlu yaşamaya devam ederler.
Çalışmaya göre, yaşamla ilgili memnuniyet, daha iyi fiziksel ve zihinsel sağlıkla ilişkilendirilirken, bilinçsizce sürekli bir anlam arayışı, daha düşük zihinsel sağlık ve daha az etkili beyin işlevi ile ilişkilendirilmiştir. Buda gösteriyor ki sürekli anlam arayışı içerisinde olmak anlam yüklenmemiş bir hayattan çok daha kötüdür.
Hayatınıza kesinlikle bir anlam ve amaç yüklemek çok iyidir ancak zorunlu değildir. Ancak hayatınız boyunca bir anlam ve hedef aramak kesinlikle yapmamanız gereken bir şeydir. Sürekli anlam aramak ancak bulamadığını düşünmek psikolojik çöküntüye neden olur. Belirli bir zamandan sonra değiştiremeyeceğiniz şeyleri düşünmeyi ve takip etmeyi bırakıp yapabildiğiniz kadarıyla sağlıklı yaşamaya çalışmalısınız.
Örneğin bazı yeteneklerinizi ve öne çıkan özelliklerinizi çocuklara veya diğer bütün insanlara yardım için kullanmayı tercih etmek ve bundan zevk almak hayat için çok değerli bir anlam ve amaçtır. Bir çocuğunuz varsa ya da sahip olmayı düşünüyorsanız toplum için faydalı bir birey yetiştirmek amacı bile iyi bir hayat anlamıdır.
Hayatınızın anlam ve amacını bulmak için önce hayatınızda ki fazlalıklardan kurtulmalı, sadeleştirmeli ve anlamı keşfetmelisiniz. Hayatınızda ki fazlalıklar; sevmediğiniz insanlar, sevmediğiniz bir iş veya gereksiz kafaya taktığınız düşünceler bile olabilir. Önce bunlardan kurtulmak gerekir.
Orta yaşlı insanlar, emeklilikte yapacakları için sağlam planlar yaparak yaşamda buldukları anlamın devam etmesine ve korunmasına yardımcı olabilirler. Geleceği planlamadan onu beklemek ani bir boşluğa ve anlamsızlığa düşmeye sebep olabilir.
