Latince: Orthocoronavirinae kuşlarda ve memelilerde hastalıklara sebep olan ve Coronaviridae familyasının iki alt familyasından birini oluşturan virüslerdir. Koronavirüsler ineklerde ve domuzlarda ishal, tavuklarda ise üst solunum yolu hastalıklarına sebep olur.
İnsanlarda genellikle ciddi olmayan virüs, nezle vakalarının önemli bir bölümüne yol açmasıyla birlikte, aralarında MERS-CoV, SARS-CoV ve COVID-19 (2019-nCoV)’un bulunduğu bazı nadir koronavirüs çeşitleri ölüm riski bulunduran solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabilir.
İçerisinde barındırdığı genetik materyal (genom) pozitif polariteli, tek iplikçikli RNA’dan oluşur. Bugüne kadar tespit edilmiş en büyük RNA genomuna sahip virüslerdir, 30 kilobazdan büyük bir uzunluğa sahiptir. 125 nanometre büyüklüğe sahip olan virüsün en belirgin özelliği etrafındaki değneğe benzeyen çıkıntılarıdır. Bu özelliğiyle mikroskop altında güneşin taç küresine (Latince: corona) benzediği için koronavirüs adını almıştır.
SARS-CoV 2’nin de aralarında yer aldığı koronavirüs hastalıklarına karşı henüz herhangi bir aşı veya özel antiviral ilaç geliştirilmemiştir. Hastalığın kontrol edilmesinde semptomatik tedavi, izolasyon ve çeşitli deneysel uygulamalar yer alır. El yıkama, mesafe koyma ve yüze dokunmama koronaviral hastalıkların yayılmasını önlemek için önerilen önlemlerdendir.

Keşif
Koronavirüsler 1960’larda keşfedildi. İlk keşfedilmiş virüsler arasında tavuklarda görülen infeksiyöz bronşitis virüsü ile soğuk algınlığı semptomları gösteren insan hastaların burun boşluklarından alınmış ve insan koronavirüsü 229E ve OC43 olarak isimlendirilmiş iki virüs türü yer almaktadır. İlerleyen zamanlarda aralarında 2003’te keşfedilen SARS koronavirüsü, 2004’te belirlenmiş HCoV NL63, 2005’te teşhis edilmiş HKU1, 2012’de fark edilmiş MERS-CoV ile Wuhan kökenli CoVID-19’un da yer aldığı pek çok yeni koronavirüs türü keşfedilmiştir. Bu virüslerin çoğu ciddi solunum yolu enfeksiyonlarına neden olmaktadır.
Morfoloji
Koronavirüsler yüzeyinde çıkıntılara sahip, büyük, pleomorfik ve küre şeklindeki partiküllerdir. Virüs partiküllerinin çapı yaklaşık 120 nm olmaktadır. Viral zarf elektron mikrograflarında elektron zengini bir kabuk olarak vizüelize edilir.
Koronavirüslerin viral zarfı, çift katlı lipit katmandan oluşmakta olup, zarfta membran (M), zarf (E) ve spike (S) proteinleri yer alır. Belirli koronavirüs gruplarında, özellikle de Betacoronavirüs A altgrubunda, spike proteinlerine benzeyen ancak daha kısa olan hemagglutinin esteraz (HE) yüzey proteinleri yer alır.
Viral zarfın içerisinde nükleokapsit yer alır. Nükleokapsit, pozitif yönelimli ve tek iplikçikli RNA’ya bağlı pek çok nükleokapsid (N) proteininden oluşur.

İnsan Koronavirüsleri
Yetişkinlerde ve çocuklarda görülen nezle vakalarının önemli bir kısmında koronavirüslerin sorumlu olduğu düşünülmektedir. Bu virüs grubu, ateş ve bademciklerin büyümesi gibi semptomlara neden olmakla beraber en çok kış ve erken baharda nezleye yol açmaktadır. Bunlara ek olarak koronavirüsler zatürre ile bronşite (viral veya ikincil bakteriyel) neden olabilirler.
7 adet farklı insan koronavirüsü bulunmaktadır:
- İnsan koronavirüsü 229E (HCoV-229E)
- İnsan koronavirüsü OC43 (HCoV-OC43)
- SARS-CoV
- İnsan koronavirüsü NL63 (HCoV-NL63, Haven koronavirüsü)
- İnsan koronavirüsü HKU1
- MERS koronavirüsü (MERS-CoV)
- Yeni koronavirüs (CoVID-19)
HCoV-229E, -NL63, -OC43, ve -HKU1 virüsleri dünya çapında insan nüfusu arasında çocuklarda ve yetişkinlerde solunum yolu enfeksiyonlarına neden olmaktadır.
Evrim
Koronavirüslerin en son ortak atası (ESOA ) MÖ 8000 civarına tarihlenir. Buna rağmen koronavirüslerin çok daha eski olabileceği de düşünülür. Alphacoronovirus, Betacoronavirus, Gammacoronavirus, ve Deltacoronavirus cinslerinin ESOA’ları sırasıyla MÖ 2400, MÖ 3300, MÖ 2800 ve MÖ 3000’e dayanmaktadır. Sıcakkanlı ve uçabilen, kuş ve memeli gibi omurgalıların ideal konaklar olduğu ve koronavirüs evriminde ve yayılmasındaki ana faktörleri oluşturduğu düşünülür. Alphacoronovirus ve Betacoronavirus için yarasalar, Gammacoronavirus ve Deltacoronavirus için ise kuşlar ideal genetik kaynaktır.
Koronavirüs Hastalığı 2019 (Covid-19)
Koronavirüs hastalığı 2019, kısaltmasıyla COVID-19 ya da KOVID-19; insanları etkileyen, şiddetli akut solunum yolu sendromu koronavirüsü 2’nin (SARS-CoV-2) neden olduğu bulaşıcı bir solunum yolu hastalığı. İlk olarak 2019 yılında Çin’in Vuhan şehrinde keşfedilmiş hastalık, keşfinden bu yana dünya çapında yayılarak 2019-20 koronavirüs pandemisine yol açmıştır. Hastalıkta görülen yaygın semptomlar arasında ateş, öksürük ve nefes darlığı yer almaktadır. Kas ağrıları, balgam üretimi ve boğaz ağrısı ise daha az yaygın görülen belirtileri oluştururlar. İshal gibi gastrointestinal belirtiler rapor edilmiştir. Bazı çalışmalarda virüsün merkezi sinir sistemini de tuttuğu, koku duyusu kaybı ve solunum güçlüğü belirtilerinin bu sebepten ileri geldiği gösterilmiştir. Vakaların çoğu hafif semptomlara sahip olsa da, bazı hastalarda şiddetli zatürre ve çoklu organ yetmezliği meydana gelebilir. Çin’deki 44.000’den fazla vaka üzerinde yapılan ilk büyük analize göre doğrulanmış vakalar arasında diyabet, yüksek tansiyon ya da kalp ya da solunum sorunları olan hastalar arasında ölümler en az beş kat daha yaygındır. 3 Mart 2020 itibariyle dünya çapında ölüm oranı %3,4 olup 27 Mart 2020 tarihi itibariyle 588.959 pozitif vaka tespit edilmiş; bu vakalardan 132.440’si iyileşmiş, 26.928 kişi ise hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
Virüs genellikle öksürük sonucu oluşan damlacıklar vasıtası ile insandan insana bulaşır. Kontamine olmuş yüzeylere dokunulmasının ardından kişinin kendi yüzüne dokunmasının da diğer bir yayılma yöntemi olabileceği düşünülmektedir. Virüs enfekte kişilerin dışkısında da bulunduğundan ötürü fekal-oral yol ile bulaşma araştırılmaktadır. Virüse maruz kalındıktan semptomların ortaya çıkmasına kadar geçen kuluçka süresi 2 ila 14 gün arasında olup, ortalama olarak 5 gün sürmektedir. Standart tanı yöntemi, kişiden alınacak nazofarengeal sürüntü ile yapılacak gerçek zamanlı revers transkriptaz polimeraz zincir reaksiyonu (rRT-PCR) testleri olmaktadır. Enfeksiyona aynı zamanda semptomların, risk faktörlerinin ve zatürreye işaret eden göğüs BT taramalarının beraber değerlendirilmesi ile de tanı konabilir.
Önerilen önlemler arasında sıkça el yıkama, diğer kişiler ile fiziksel mesafeyi koruma ve elleri yüzden uzakta tutma yer alır. Maske kullanımı virüs şüphesine sahip kişiler ile yakınlarına önerilmekte olup, genel halka önerilmemiştir. Aşısı ve özel antiviral ilacı bulunmayan COVID-19, semptomatik tedavi, izolasyon ve deneysel yöntemler ile yönetilir. Araştırma ve deneysel tedaviler, aşı geliştirme, eski antiviral ilaçların COVID-19 için kullanımı, pasif bağışıklama ve sitokin fırtınası önlemeyi içerir.
Dünya Sağlık Örgütü Mart 2020’de 2019-20 koronavirüs salgınını bir pandemi ilan etmiş, durumun bir Uluslararası Kamu Sağlığı Acil Durumu (PHEIC) olduğunu açıklamıştır. Hastalığın DSÖ tarafından belirlenmiş dünyanın 6 bölgesinde de yerel olarak bulaştığına dair kanıtlar vardır.

Belirti ve Bulgular
Semptomlar, vakaların %90’ında ateş, %80’inde yorgunluk ve kuru öksürük, %20’sinde nefes darlığı ve %15’inde solunum sıkıntısı şeklinde kendini göstermektedir. Göğüs röntgeninde her iki akciğerde de belirti vermiştir. Hayati belirtiler hastaneye yatırılanların kabulü sırasında genellikle kararlıdır. Kan testlerinde genellikle düşük beyaz kan hücresi (Akyuvar) sayımı göstermiştir.
Semptom | % |
---|---|
Ateş | 87,9 |
Kuru öksürük | 67,7 |
Yorgunluk | 38,1 |
Balgam üretimi | 33,4 |
Nefes darlığı | 18,6 |
Kas veya eklem ağrısı | 14,8 |
Boğaz ağrısı | 13,9 |
Baş ağrısı | 13,6 |
Titreme | 11,4 |
Bulantı veya kusma | 5,0 |
Burun tıkanıklığı | 4,8 |
İshal | 3,7 ila 3,1 |
Hemoptizi | 0,9 |
Konjonktival kızarma | 0,8 |
Koronavirüs hastalığı 2019 yol açtığı semptomlar
Bulaşması
2019-nCoV’da diğer solunum yolu virüsleri gibi enfekte kişilerin öksürük, hapşırık, gülme, konuşma sırasında çevreye saçılan virüs içeren solunum damlacıklarının hava yoluyla alınmasıyla bulaşmaktadır. İnsandan insana bulaş için yakın temas gereklidir. Asemptomatik yani virüsü taşıdığı halde hastalık belirtileri göstermeyen kişiler de hastalığın yayılmasına neden olabilirler.
Koronavirüs, hayvanlardan insanlara sıçrama yapan (Zoonoz) virüslerdendir. Bu virüsün mutasyon yeteneği bulunmaktadır. Yetişkinlerde ve çocuklarda görülen nezle vakalarının bir kısmından koronavirüslerin sorumlu olduğu düşünülmektedir. Bu virüs grubu, ateş ve bademciklerin büyümesi gibi semptomlara neden olmakta ve en çok kış ve erken baharda nezleye yol açmaktadır. Bunlara ek olarak koronavirüsler zatürre ile bronşite (viral veya ikincil bakteriyel) neden olabilirler. 22 Ocak 2020’de Pekin Üniversitesi, Guangxi Geleneksel Çin Tıp Üniversitesi, Ningbo Üniversitesi ve Vuhan Biyoloji Mühendisliği Koleji’nden bilim insanları, “yeni tanımlanan koronavirüsün, yılandan insana türler arası geçişini artırabileceğini belirten bir makale yayınladılar.”
Tanı
Dünya Sağlık Örgütü, hastalığın tanısı için çeşitli test protokolleri açıklamıştır. Standart test yöntemi, gerçek zamanlı revers transkriptaz polimeraz zincir reaksiyonu (rRT-PCR) olmaktadır. Bu test, kişiden alınacak nazofarengeal sürüntü veya balgam gibi solunum yollarından alınmış örnekler ile gerçekleştirilebilmektedir. Test sonuçları genellikle bir kaç saat ile 2 gün arasında değişebilen sürelerde çıkmaktadır. Bilim insanları, hastalığa neden olan virüs soyunu izole etmiş ve genetik sekansını yayımlayarak dünya çapında laboratuvarların enfeksiyonu teşhis etmeleri için PCR testleri geliştirmesine olanak tanımıştır.

PCR testleri, doğruluk oranının (sensitivite) yüksekliği nedeniyle altın standart olsa da, test sonucu almanın yavaş olması (en az 4 ila 6 saat), deneyimli personel ihtiyacı ve lojistik olarak merkezî bir konumda yapılması gereksinimi dolayısıyla, daha çabuk sonuç verecek olan antikor testlerinin (immunoassay) üzerinde çalışılmıştır. Antikor testlerinde nazofarengeal sürüntü veya kan testi yapılması mümkün olabilir. 23 Mart 2020 itibarıyla, SARS-CoV-2’ye karşı üretilen IgM ve IgG antikorlarını tespit edebilen, 15 dakikada sonuç veren testler üretilmiş, Çin’de onaylanmasının yanı sıra Avrupa’da CE işareti almıştır. Bu testlerin doğruluk oranı PCR’a göre daha düşüktür, örneğin testlerden biri için %13’lük bir yanlış negatif (hastalığa sahip olmakla beraber negatif sonuç) oranı verilmektedir. “Ultrasenstivite”ye sahip, yani doğruluk oranı çok yüksek olan CRISPR temelli ve PCR’a kıyasla daha hızlı sonuç veren testler üzerinde çalışmalar devam etmektedir.
Vuhan Üniversitesi Zhongnan Hastanesi’nin yayımlamış olduğu yönerge, enfeksiyonların belirlenmesi için klinik özellikler ile epidemiyolojik riskin kullanılmasını önermektedir. Bu yönteme göre, aralarında ateş, zatürre, normal veya düşük beyaz kan hücresi seviyesi ve düşük lenfosit seviyesi bulgularından herhangi ikisine sahip kişiler, Vuhan’a seyahatleri ve hasta kişilerle etkileşimleriyle beraber incelenerek değerlendirilmektedir. Tongji Hastanesi’nin yayımlamış olduğu 26 Şubat tarihli bir araştırmaya göre göğüsün bilgisayarlı tomografi ile çekilmiş resimlerinin değerlendirilmesi (%98), PCR testleri ile karşılaştırıldığında (%71) daha yüksek bir duyarlılık göstermektedir. Yanlış negatif sonuçlarının, PCR testlerinden veya testi gerçekleştiren kişi veya örneklerin hatalarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Yanlış pozitif sonuçları nadir görülmektedir.
Çin’de 1099 hasta üzerinde yürütülmüş bir çalışma, hastaların %56’sında buzlu cam opasitelerinin var olduğunu ortaya koymuş, ancak vakaların %18’inde herhangi bir radyolojik bulguya rastlanmadığı da rapor edilmiştir. Bilateral ve periferal buzlu cam opasiteleri en tipik BT bulgularını oluşturmakta olmalarına rağmen, hastalık için spesifik değillerdir. Buzlu cam opasiteleri çocuk hastalarda da c. %33 oranında görülen bir bulgu olmaktadır. Akciğerlerde bir yoğunluk artışı türü olan konsolidasyon, lineer opasiteler ve ters halo işareti vakalardaki diğer radyolojik bulgulardır. Hastalık başlangıcında lezyonlar sadece bir akciğeri etkilerken, semptomların ortaya çıkmasından 6-12 gün sonrasını kapsayan ilerleyen evrelerde hastaların %88’inde iki akciğerin de etkilendiği gözlemlenmiştir.
Önlemler
Çeşitli bilgilendirmelerde:
- Mümkün olduğu kadar az dışarı çıkılması, etraftan izole olunması.
- Ellerin su ve sabunla yıkanması veya alkol bazlı el temizleme sıvısı kullanımı.
- Öksürürken ve hapşırırken ağız ve burnun uygun şekilde kapatılması.
- Toplu taşımada, birçok insanın temas ettiği, özellikle de metal yüzeylerde virüs uzun süre yaşayabildiği için temas ettikten sonra ellerin bir an önce temizlenmesi ve ağıza ve göze götürülmemesi önerilmekte ve temel bir yüz maskesinin dahi hastalığın yayılmasını engellemede fayda gösterdiği belirtilmektedir.


Karantina
Karantina, bulaşıcı bir hastalığa maruz kalan şüpheli durumdaki insan ve hayvanları, hastalığın en uzun kuluçka devresine eşit bir süre kimse ile temas ettirmemek suretiyle alınan tedbirsel faaliyetlerin tümü, sağlık yalıtımı. Kelimenin kökeni İtalyancadır. Ekonomisi ticarete dayanan Venedik Cumhuriyetinde, başkent Venedik’e salgın hastalık bulaşmasın diye kentte gelen gemiler 40 gün şehir açıklarında denizde beklermiş. Karantina kelimesi buradan gelir.
Araştırma ve Deneysel Tedaviler
Hastalığın tedavisi için henüz bir aşı bulunmamıştır. Bilim insanları aşının üretilip insanlara 2021 yılı içerisinde verileceğini düşünmektedir. Tedavi bulmak için yapılan araştırmalar devam etmektedir. Hastalığa hızlı tanı koymak için özel tanı koyma testi üretilmiştir.
Hastalığın tedavisinin bulunması için Bill & Melinda Gates Vakfı, İngiliz sağlık araştırma kurumu Wellcome ve ödeme sistemi şirketi olan Mastercard ortak bir girişim kurdu. Bill & Melinda Gates Vakfı CEO’su Mark Suzman bu girişimi, Koronavirüs COVID-19 tedavilerini tanımlama, değerlendirme, geliştirme ve ölçeklendirmek amacıyla teknolojileri üretmek amacıyla kurulduklarını duyurdu.

Kaynak: https://www.wikipedi.org